Orhan Pamuk Manzaradan Parçalar: Hayat, Sokaklar, Edebiyat İletişim Yayınları, 2010, 563 s. |
Orhan Pamuk’un hayat hikâyesine, yaşadıklarına, gözlemlerine, çeşitli konulardaki düşüncelerine, bir başka deyişle Orhan Pamuk’un dünyasına bir bakış atmamıza olanak tanıyan ve bu bakışla birlikte görünen manzaradan parçalar okuduğumuz bir kitap... Aslında Pamuk’un daha önce, ilk baskısı 1999’da yapılan Öteki Renkler kitabıyla bir arada değerlendirebiliriz Manzaradan Parçalar’ı, hatta bu kitabın bir devamı olarak; bunun bir göstergesi, Öteki Renkler kitabının arka kapağındaki şu cümlelerin pekâlâ Manzaradan Parçalar’ın tanıtımı için de kullanılabilir olması: “Kitap yazarın çocukluk anılarından mutluluk saatlerine, romanlarını nasıl yazdığından gezi notlarına, sevdiği yazarlar ve kitaplar hakkında eleştirilerinden kişisel itiraflarına, şikâyetlerine, siyasi öfkelerine, kültür ve gündelik hayat konusundaki heyecanlarına uzanıyor ve Orhan Pamuk’un yalnız romanda değil, düzyazıda da ne kadar usta olduğunu kanıtlıyor.”
Robert Schnakenberg Büyük Yazarların Gizli Hayatları çev. Duygu Akın Domingo, 2010, 304 s. |
Geçtiğimiz yıl yine Domingo’dan çıkan Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları’nda ünlü ressam ve heykeltıraşların “gizli hayatlarını” okumuştuk, demek şimdi de sıra yazarlarda... Mario Zucca’nın illüstrasyonları ve genel tasarıyla “bir hayli hareketli ve eğlenceli bir edebiyat tarihi oyunu”na dönüşen kitabın içeriğine dair bir örnek olması bakımından da, Kafka bölümünden şu cümleleri alıntılayabiliriz: “Sıkışık, karanlık iç mekânlar hakkında bunca şey yazmış biri için, Kafka açık havaya fazlasıyla düşkündü. (...) Zamanın modası nüdist harekete de katıldı ve ‘Gençlik Pınarı’ adlı bir natürist sağlık merkezinde, giyimin tercihe bağlı olduğu kalabalıkların arasına karıştı. Ancak kendisinin üstündekileri çıkarmış olma olasılığı hayli düşük. Yazar hem kendisinin, hem de başkalırının çıplaklığı konusunda son derece utangaçtı. Sağlık merkezindeki müşteriler ona ‘mayolu adam’ diye hitap ediyordu...”
Dönüşüm (Franz Kafka)Senaryo: Corbeyran çizimler: Horne çev. Funda Hülagü Everest Yayınları, 2010, büyük boy, 50 s. |
Çeşitli yayınevlerinden çıkan edebiyat ve edebiyat dışı klasiklerin çizgi roman ve manga versiyonları tahminlerin ötesinde bir ilgiyle karşılandı, ancak süreç içinde ciddi eleştiriler de yöneltildi bu uyarlamalara. Örneğin daha önce yayımlanan bir Kafka uyarlaması için Hakan Bıçakcı, “Özünde kafa karıştırıcı bir deneyimdir Kafka okumak. Anlatılanlar neden-sonuç ilişkisinden bağımsızdır ve bu nedenle olan biteni zihninde resmetmekte zorlanır okur,” şeklindeki tespitinin ardından şunu söylemişti: “Eserlerin tekinsiz atmosferi çizgi roman karelerinde şirinleşivermiş. Hastalıklı ve tedirgin edici diyaloglar, konuşma balonlarının sevimliliği içinde bir güzel evcilleşmiş.” Sunulan argümanlarla kuşkusuz mantıklı bir eleştiri, ama yine de şöyle aralanabilir kapı; Kafka’nın Dönüşüm romanına kolaylıkla ulaşmak mümkün ve Everest’ten çıkanla birlikte iki ayrı çizgi roman versiyonu da bulunuyor bu eserin, belki de geriye kalan şey bunları karşılaştırmak olacaktır...
Jack Kerouac Yeraltısakinleri çev. Zeynep Demirsü Ayrıntı Yayınları, 2010, 152 s.
Kitabın “ruhu”na çok uygun bir metin yer alıyor arka kapakta; kolaya kaçma eleştirilerini baştan kabul ederek, sanırım en doğrusu, aynen alıntılamak: “Aklında yine yol var/ Yolculuklar var ama/ Jack Kerouac bu kez/ Aşk durağında molada./ Tam da o sıralarda/ Yeraltısakinleriyle takılıyor/ Ki bunlar janti değil afililer/ Klişeye kaçmaksızın kafalı ve zehir gibi entelektüeller./ Âşık olduğu dilber de onlardan Mardou adında bir Negro,/ Kahverengi gözlerinde yıldızlar gezinen/ Üzüm karası küçücük bedeninden şehvet yayılan./ Geceleri gümbür gümbür Gerry Mulligan çalıyorlar/ Ve gün gri gri ağarana dek/ Dayayıp başını Kerouac’ın koluna/ Proust okuyor Mardou./ Ama Kerouac bu, âşık da olsa/ Hep içkinin, dahası uyuşturucunun etkisinde/ Buna kuşkular ve kıskançlıklar da eklenince/ Kendi deyimiyle/ Özgüvensiz, patavatsız bir adam oluveriyor/ Ve aşk yolculuğu hüzne doğru yol alıyor./ Sonra oturup, üç gün üç gecede/ Şiir mi desek, güzelleme mi, ağıt mı/ Bu kitabı yazıyor.”
Oya Tokgöz Seçimler, Siyasal Reklamlar ve Siyasal İletişim İmge Kitabevi Yayınları, 2010, 566 s. |
Türkiye’nin yakın siyasi tarihine iletişim penceresinden bakan bir kitap... Kitabın omurgasını Oya Tokgöz’ün daha önceki yıllarda, 1973-99 yılları arasında çeşitli yayın organlarında yayımlanmış makaleleri oluşturuyor. Bu makalelerde özellikle seçimler, siyasal kampanyalar, siyasal reklamlar, siyasal partilerin kadın söylemi üzerinde durulmuş ve bu konular Türkiye’de yapılmış çeşitli siyasal iletişim araştırmalarından örnekler sunularak ele alınmış. Bunların yanı sıra, daha önce yayımlanmış makalelere eklenen iki çalışma daha var kitapta; 1999 yılında tanıklık ettiğimiz Merve Kavakçı olayı ile 2002 ve 2007 seçimlerini siyasal reklamlar açısından değerlendiren bu iki makalenin de kitabı biraz daha güncelleştirdiğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, siyasal iletişim araştırmaları çerçevesinde az sayıdaki kitaptan biri olması nedeniyle Oya Tokgöz’ün çalışması dikkate değer.
Uygur Kocabaşoğlu “Hürriyet”i Beklerken: İkinci Meşrutiyet Basını İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010, 186 s. |
İkinci Meşrutiyet’ten söz edildiğinde, dönemin belki de akla gelen ilk veçhelerinden biri olarak nitelendirilen matbuatının irdelendiği kitap kabaca iki ana bölüme ayrılmiş: İlk bölümde İkinci Meşrutiyet’in “etkili” yayınlarının (Alemdar, Cem, İkdam, Karagöz, Tanin, Tanzimat, Ulum-ı İktisadiye ve İctimaiye Mecmuası gibi) bulunduğu toplamda yirmi yedi süreli yayın tanıtılmış. Neden bu yayınların seçildiğini de şöyle açıklamış Kocabaşoğlu: “Bu seçimin yapılmasında, İstanbul’un dışına çıkmamak, kalıcı ya da etkili olduğu konusunda az çok bir fikir birliği oluşturulabilecek ve farklı kulvarlardan ya da alanlardan süreli yayınları seçmek gibi kriterler kullanılmıştır.” Ardından gelen bölümde ise portreler yer alıyor; söz konusu yayınları “sürükleyip götüren” yazar ve çizerlerin önde gelenleri. Son sayfalar da, konuyla ilgilenenlere yardımcı olacak şekilde hazırlanan İkinci Meşrutiyet basını kronolojisi ve kaynakçaya ayrılmış.
Atila Doğan, Haluk Alkan Osmanlı Liberal Düşüncesi: Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010, 175 s. |
Osmanlı’daki liberal düşünceyi, 28 Aralık 1908-14 Mart 1911 tarihleri arasında (İkinci Meşrutiyet döneminde) yirmi yedi sayı olarak yayımlanmış bir dergiden, Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası’ndan yola çıkarak irdelemiş Atila Doğan ile Haluk Alkan. O dönemde liberal düşünceyi savunan ve sosyoloji, felsefe, hukuk, iktisat gibi alanlarda birçok bilimsel yazıya yer verilen Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası kitapta iki bölüm altında inceleniyor; ilk bölümde mecmuadaki toplum düşüncesi ve ele alınan önemli kavramlar, ikinci bölümde ise mecmuanın devlet, toplum ve birey ilişkilerine bakışı gözler önüne serilmiş.